05 Kasım 2024 - Salı

Toplumda Kadın Algısı ve Ahlaki Çöküş Üzerine

Özellikle toplumun önünde olan, söz hakkı bulunan kişiler ahlaki değerlerin temsilcisi olmalı, bu kişilerden sağlıklı bir toplum inşa edilmesine katkı sağlamaları beklenir.

Yazar - FATİH MUHCU
Okuma Süresi: 3 dk.
326 okunma
FATİH MUHCU

FATİH MUHCU

fatihmuhcu@hotmail.com - 05462369940
Google News

Toplumumuzun bazı kesimlerinde kadına yönelik bakış açısı, onları birer birey olarak görmek yerine, adeta "sahip olunacak nesne" olarak değerlendirme yanılgısına kapılıyor. Bu yanlış algı, kadınların toplumdaki eşit ve özgür bireyler olarak varlık göstermelerini zorlaştırdığı gibi, ahlaki değerlerin yozlaşmasına da zemin hazırlıyor. Cinsiyet eşitliğine giden yolda kadınlara karşı geliştirilen bu ayrımcı bakış açısı, tüm toplumun gelişimini kısıtlayan büyük bir engel teşkil ediyor.

 

Kadınları yalnızca "korunması gereken varlıklar" olarak görmek yerine, onları güçlü bireyler olarak tanımak ve desteklemek, toplumun genel refahı için de elzemdir. Bir kadının kendine güvenen ve kendi ayakları üzerinde durabilen biri olması, yalnızca kendi yaşamına değil, çevresine de olumlu yansıyacaktır. Ancak maalesef, toplumda kadınların güçlü bireyler olarak kabul görmesi hâlâ istenilen düzeyde değil. Toplumun ahlaki olarak zayıfladığı, değerlerin yozlaştığı bu dönemde, kadınların kendi değerini bilmesi, özsaygı ve özgüven geliştirmesi büyük bir önem taşıyor.

 

Özellikle toplumda erkeklerin yanlış davranışlarının daha kolay kabul görmesi, kadınlara yönelik çifte standartları açıkça ortaya koyuyor. Erkeklerin bazı ahlaksız davranışları "çapkınlık" olarak görülüp tolere edilirken, benzer bir durumda kadınlara karşı aşağılayıcı damgalar yapıştırılıyor. "Kadın kuyruk sallamasa erkek gitmez" gibi kadınları suçlayıcı söylemler toplumda sıkça yer bulurken, ahlaki sorumluluğun iki taraf için de eşit olduğunu unutmamak gerek. Kadınları dışlayarak "oru**u" gibi damgalar yapıştıran zihniyet, aynı şeyi erkeğe yapmıyor ve bu durum, cinsiyetler arasında ahlaki değerlerin dengesizliğine yol açıyor.

 

Özellikle toplumun önünde olan, söz hakkı bulunan kişiler ahlaki değerlerin temsilcisi olmalı, bu kişilerden sağlıklı bir toplum inşa edilmesine katkı sağlamaları beklenir. Ancak son yıllarda toplumun önündeki bazı kişiler özel hayatlarında sergiledikleri ahlaksız tutumlarla gündeme gelmektedir. Kişisel hayat herkesin kendi mahremidir, ancak toplum önünde örnek teşkil eden insanların, diğer bireylere karşı saygılı ve sorumlu davranışlar sergilemeleri gereklidir.

#
Yorumlar (0)