Kendin Olmanın Huzuru ve Başkalarının Beklentisind
Kendin Olmanın Huzuru ve Başkalarının Beklentisinden Özgürleşmek

Fatoş Dutar
dutarfatma716@gmail.com -Kendin Olmanın Huzuru ve Başkalarının Beklentisind
Kendin Olmanın Huzuru ve Başkalarının Beklentisinden Özgürleşmek
Hayat yolculuğumuzda sıkça duyduğumuz bir nasihat vardır: "Kendin ol!" Ne kadar basit gibi görünse de, bu ifade derin bir anlam ve özgürleştirici bir potansiyel barındırır. Ancak, bu öğüdü tam anlamıyla hayata geçirmek, çoğu zaman çevremizdeki beklentiler, toplumsal normlar ve en önemlisi, başkalarının bizi sevme arzusunun gölgesinde kalır. Oysa, hayatın en temel gerçeklerinden biri şudur: Herkes sizi sevmek zorunda değil ve siz de bunu umursamak zorunda değilsiniz.
İnsan doğası gereği sosyal varlıklarız ve kabul görme, sevilme ihtiyacı içimizde derinlere kök salmıştır. Çocukluktan itibaren çevremizdeki insanların onayını arar, onların beklentilerine göre şekillenmeye çalışırız. Bu durum, zamanla kendi özgünlüğümüzden uzaklaşmamıza, başkalarının arzu ettiği "ideal" bir versiyon olmaya çabalamamıza neden olabilir. Oysa bu çaba, içsel bir huzursuzluğa ve mutsuzluğa davetiye çıkarır. Çünkü sahte bir kimlik altında yaşamak, eninde sonunda yorucu ve tatminsiz hissettirir.
Gerçek şu ki, her insanın kendine özgü düşünceleri, değerleri, ilgi alanları ve yaşam tarzı vardır. Bu farklılıklar, dünyayı zenginleştiren ve renklendiren unsurlardır. Herkesin aynı şeyleri sevmesi, aynı düşüncelere sahip olması veya aynı şekilde yaşaması beklenemez. Bu nedenle, birileri sizi eleştirebilir, sizin seçimlerinizi onaylamayabilir veya hatta sizi sevmeyebilir. Bu, sizin değerinizi veya doğruluğunuzu azaltmaz. Onların bakış açısı, kendi deneyimleri, inançları ve tercihleriyle şekillenmiştir.
Peki, bu gerçeği içselleştirmek bize neler kazandırır?
Öncelikle, büyük bir özgürlük alanı açılır. Başkalarının ne düşüneceğini, ne söyleyeceğini veya nasıl tepki vereceğini düşünerek hareket etmek yerine, kendi iç sesinizi dinlemeye başlarsınız. Kendi değerlerinize, tutkularınıza ve hayallerinize göre kararlar alırsınız. Bu, otantik bir yaşam sürmenin temelini oluşturur.
İkincisi, enerjinizi doğru yere odaklamanızı sağlar. Sürekli olarak başkalarını memnun etmeye çalışmak, tükenmeye yol açar. Oysa kendiniz olmaya odaklandığınızda, enerjinizi kendi gelişiminiz, mutluluğunuz ve anlamlı bulduğunuz ilişkiler için harcarsınız.
Üçüncüsü, daha sağlıklı ve gerçekçi ilişkiler kurmanıza yardımcı olur. Sizi olduğunuz gibi kabul eden ve seven insanlar, hayatınızda kalıcı ve değerli bir yer edinir. Sahte bir imaj sürdürmek zorunda kalmadığınız için, bu ilişkilerde daha samimi ve dürüst olabilirsiniz.
Son olarak, iç huzuru ve özsaygınızı artırır. Kendi özgünlüğünüzü kucaklamak, kendinizle barışık olmak anlamına gelir. Başkalarının onayına bağımlı olmadığınızda, kendi değerinizi daha net bir şekilde görür ve kendinize olan saygınız artar.
Unutmayın, hayat sizin yolculuğunuz ve bu yolculukta en önemli pusula kendi kalbinizdir. Başkalarının beklentilerine göre yaşamaya çalışmak yerine, kendi otantik benliğinizi keşfedin, onu sevin ve onunla gurur duyun. Herkes sizi sevmeyebilir ve bu tamamen normaldir.
Önemli olan, sizin kendinizi sevmeniz ve kendi değerinizin farkında olmanızdır. Kendinize karşı dürüst olun, kendi yolunuzda yürüyün ve başkalarının düşüncelerinin sizi engellemesine izin vermeyin. İşte o zaman gerçek huzuru ve mutluluğu bulacaksınız.
Sevgiyle ve saygılarla.